30 Ekim 2013 Çarşamba

VARAN 3: MHP ve AKP’den eli boş dönen Talay CHP’de

Bu döneme ilişkin çok şey yazıldı çizildi. Birçok belgelerle DSP’ye ihanet komplosu adıyla el altından belgeler dağıtılarak halkta sözde bilgilendirildi. Halkın fazla bilgilenmediği orta da. Bilgilenmesi gereken kurumlar ve liderlerinde o süreçten fazla bilgi sahibi olmadığını düşünmek mümkün.  Aksi halde; aynı aktörler bu gün farklı bir komployu nasıl devreye sokabilirdi.

Önce MHP ardından AKP’de adaylık şartı ile yer arayan Talay nasıl olmuştu da birden CHP’de yer bulmuştu?

Talay,  Mersin’de Macit Özcan’ın başkanlığına bağlı İmar İnşaat kaynak ve finansmanlı sayısız otobüsle Ankara’ya çıkartma yapması rağmen sessiz sedasız bir rozetle CHP’ye dahil oldu. Sade ve Abartısız bir şekilde parti rozeti takılan Talay’da  davul zurnayla gürültüyü Mersin’de koparmıştı. Talay üstelikte Sivas katliamının yıl dönümünde Mersin’de davul zurna çaldırarak kırılganlıklar ve küskünlüklere neden olan bir adaylık açıklaması yapmıştı.
Olmuştu işte;  arkada ince planlar ve komplolar olursa hiçte şaşırmayacaksınız. Kaldı ki İstemihan Talay CHP’ye de Macit Özcan’ın referansı,  hem de imzalı referansı ile gelmişti.  
Macit Özcan’ın sözünden çıkmadığı gerekçesi ile eleştirilen, örgütü temsilde yetersiz bulunan  İl başkanı n ve bir il yöneticisi Özcan’a rağmen, rakibi olacak bir aday adayına öncülük etmesi düşünülebilirmi. Özcan’ın rakip olabilecek ihtimali taşıyanlara tutumunu bilenler bunun mümkün olmayacağını da çok iyi bilirler. Özcan’a sözde rakip olarak yola çıkan Talay’ın 2 Temmuz’da  Alevi kesimin kırılmasına neden olan davullu zurnalı adaylık açıklamasını il başkanı ve il yöneticisi hem organize etmişler, hem de ev sahipliği. Alevi kesimini inciten açıklamanın ardından tepkiler üzerine organizasyonda emeği geçen, adaylık açıklamasına eşlik eden il başkanına neden müdahale etmediği sorulduğunda ise, davulcuların ekmek paramız davul çalmazsak paramızı alamayız dedikleri için engel olamadığını söyleyerek kendini savunması da uzun süre şaşkınlıklara neden olmuştu. Çalınan davul ve zurnalara sessiz kalan il başkanı görevine devam etti. İl yöneticisi ise hem Talay’ın danışman kadrosundaki görevini,  hem de il yöneticiliğini sürdürdü. Yapılan ince planlar kamuoyundan gizlenmek için İmar inşaattan Talay’a büyük destek sağlayan Naci Akkaş’da  bürokratların aday olabilmesi için istifa zorunluluğu zaten var iken, sözde İmar İnşaat ta da bir görev değişikliği kamufle edilmişti.

Acarlar’dan Mersine uzanan ince uzun yola yeni bir güzergah daha belirlendi. Gizliden sürdürülen planla Mersin olmaz ise Sarıgülle Ataşehir.

Ataşehir’de nerden çıktı demeyin.  Dilerseniz bu sorunun yanıtına gelmeden, daha sonra dönmek üzere başa dönelim. Yani Mersin’in de dahil edildiği komplonun merkezine Ankara’ya dönülecek olursa; son kamuoyu araştırma sonuçları CHP de gözle görülür bir ivme, bir yükseliş, bir iktidar başarısının da müjdecisiydi. Doğal olarak iktidar ve muhalefetin gözü de CHP de.

En çok ta iktidar tarafından CHP’deki bu kıpırdanma dikkatle takibe alındı. Gezi olayları ile büyük sarsıntı yaşayan ve gözdağı amacıyla parayla insan taşıyan iktidar paranın gücüne rağmen, kontrolsüz taraftarın hataları ile sosyal medyada hit yapmıştı.  Bu taraftarlar sosyal ağlarda ve sosyal medyada tıklama rekorları kırmıştı.

Gezi parkı direnişlerinde ortadan kaybolan Sarıgül bir taraf tan Melih Gökçek övgüleri ile AKP destekli CHP’nin önüne tekrar sürülürken, diğer taraf tan “çevre ve ağaç” katliamı gerekçeli tırmanan gezi parkı direnişinin direncini kırmaya dönük arayışlara girildi. Çok geçmeden kısa sürede bulundu da.  AKP kanadı da Talay’ın da adının karıştığı çevre katliamı olarak ta anılan, sit alanı olması nedeniyle de ayrı bir önem kazanan Acarlar’ın yapım izni ve Talay’ın iki oğlunun Acarlar sitesinde nasıl villa sahibi oldukları olayını güncelleyerek CHP’yi hedef almayı amaçlıyordu. Hemen haberler ve köşe yazıları devreye girdi.

Haberler,  “İkiyüzlü Çevreciler, Dostlar Provokasyonda Görsün Çevreciliği” gibi manşetlerle okuyuculara aktarılırken,  iddialar ise şöyle sıralanıyordu.

“Gezi Parkı’nda ağaçların sökülmesine karşı çıkan CHP’liler ve gazetelerin yöneticilerinin ağaç katliamı yapılarak inşa edilen Acarkent ve Beykoz Konakları’nda oturması dikkat çekiyor” başlığı ile yer verilen haberlerle İstemihan Talay üzerinden CHP ilişkilendirilmeye çalışılıyordu. Beykoz’da Tepe İnşaat tarafından inşa edilen sitedir. Beykoz Konakları’nda satılık konutların fiyatları 600 bin dolar - 3 milyon 500 bin dolar arasında değişmektedir. Site, Beykoz Ormanları’nı katlettiği gerekçesiyle her dönem tartışma konusu olmuştur.

CHP’ye katılan Kültür eski Bakanı İstemihan Talay’ın çocukları Murat Ali Talay ve Emine Talay Turan, Acarkent’te oturuyor.

Acarlar’a Onay Verdi, İki Oğlu Villa Sahibi Oldu
CHP’li Kültür eski Bakanı İstemihan Talay, Acarlar’ın “ikinci derece SİT alanı” olduğu için sadece kamu yararına yapılaşmaya izin verilen Serdaroğlu Ormanı’nı konut inşaatı yapabilmek için “üçüncü derece SİT alanı”na izin veren 20 Haziran 2002 tarihli İstanbul 3 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun kararını onaylamıştı. İstemihan Talay, söz konusu onayın ardından 8 Temmuz 2002 tarihinde bakanlıktan istifa etmiş ve istifasının hemen ardından oğulları Murat Ali Talay ve Emine Talay Turan, Acarkent’te villa sahibi olmuştu.

Google de arama motoruna “CHP’ye katılan Kültür eski Bakanı İstemihan Talay’ın çocukları Murat Ali Talay ve Emine Talay Turan, Acarkent’te oturuyor” cümlesi ile girildiğinde bu yönde bir çok kaynak bulmak mümkün.

“Beykoz’da Tepe İnşaat tarafından inşa edilen sitedir. Beykoz Konakları’nda satılık konutların fiyatları 600 bin dolar - 3 milyon 500 bin dolar arasında değişmektedir. Site, Beykoz Ormanları’nı katlettiği gerekçesiyle her dönem tartışma konusu olmuştur.”

İktidara yakın yazılı yayın organları bir biri ardı sıra Acar ve Beykoz konaklarının yapım ve izinlerine yönelik iddialar sıralanıyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder