Bu döneme ilişkin
çok şey yazıldı çizildi. Birçok belgelerle DSP’ye ihanet komplosu adıyla el
altından belgeler dağıtılarak halkta sözde bilgilendirildi. Halkın fazla
bilgilenmediği orta da. Bilgilenmesi gereken kurumlar ve liderlerinde o
süreçten fazla bilgi sahibi olmadığını düşünmek mümkün. Aksi halde; aynı aktörler bu gün farklı bir
komployu nasıl devreye sokabilirdi.
Önce MHP
ardından AKP’de adaylık şartı ile yer arayan Talay nasıl olmuştu da birden
CHP’de yer bulmuştu?
Talay, Mersin’de Macit Özcan’ın başkanlığına bağlı
İmar İnşaat kaynak ve finansmanlı sayısız otobüsle Ankara’ya çıkartma yapması rağmen
sessiz sedasız bir rozetle CHP’ye dahil oldu. Sade ve Abartısız bir şekilde
parti rozeti takılan Talay’da davul
zurnayla gürültüyü Mersin’de koparmıştı. Talay üstelikte Sivas katliamının yıl
dönümünde Mersin’de davul zurna çaldırarak kırılganlıklar ve küskünlüklere
neden olan bir adaylık açıklaması yapmıştı.
Olmuştu
işte; arkada ince planlar ve komplolar
olursa hiçte şaşırmayacaksınız. Kaldı ki İstemihan Talay CHP’ye de Macit
Özcan’ın referansı, hem de imzalı referansı
ile gelmişti.
Macit Özcan’ın sözünden
çıkmadığı gerekçesi ile eleştirilen, örgütü temsilde yetersiz bulunan İl başkanı n ve bir il yöneticisi Özcan’a
rağmen, rakibi olacak bir aday adayına öncülük etmesi düşünülebilirmi. Özcan’ın
rakip olabilecek ihtimali taşıyanlara tutumunu bilenler bunun mümkün
olmayacağını da çok iyi bilirler. Özcan’a sözde rakip olarak yola çıkan
Talay’ın 2 Temmuz’da Alevi kesimin
kırılmasına neden olan davullu zurnalı adaylık açıklamasını il başkanı ve il
yöneticisi hem organize etmişler, hem de ev sahipliği. Alevi kesimini inciten
açıklamanın ardından tepkiler üzerine organizasyonda emeği geçen, adaylık
açıklamasına eşlik eden il başkanına neden müdahale etmediği sorulduğunda ise,
davulcuların ekmek paramız davul çalmazsak paramızı alamayız dedikleri için
engel olamadığını söyleyerek kendini savunması da uzun süre şaşkınlıklara neden
olmuştu. Çalınan davul ve zurnalara sessiz kalan il başkanı görevine devam
etti. İl yöneticisi ise hem Talay’ın danışman kadrosundaki görevini, hem de il yöneticiliğini sürdürdü. Yapılan
ince planlar kamuoyundan gizlenmek için İmar inşaattan Talay’a büyük destek
sağlayan Naci Akkaş’da bürokratların
aday olabilmesi için istifa zorunluluğu zaten var iken, sözde İmar İnşaat ta da
bir görev değişikliği kamufle edilmişti.
Acarlar’dan Mersine uzanan ince uzun yola yeni bir güzergah
daha belirlendi. Gizliden sürdürülen planla Mersin olmaz ise Sarıgülle
Ataşehir.
Ataşehir’de
nerden çıktı demeyin. Dilerseniz bu
sorunun yanıtına gelmeden, daha sonra dönmek üzere başa dönelim. Yani Mersin’in
de dahil edildiği komplonun merkezine Ankara’ya dönülecek olursa; son kamuoyu
araştırma sonuçları CHP de gözle görülür bir ivme, bir yükseliş, bir iktidar
başarısının da müjdecisiydi. Doğal olarak iktidar ve muhalefetin gözü de CHP
de.
En çok ta
iktidar tarafından CHP’deki bu kıpırdanma dikkatle takibe alındı. Gezi olayları
ile büyük sarsıntı yaşayan ve gözdağı amacıyla parayla insan taşıyan iktidar
paranın gücüne rağmen, kontrolsüz taraftarın hataları ile sosyal medyada hit
yapmıştı. Bu taraftarlar sosyal ağlarda
ve sosyal medyada tıklama rekorları kırmıştı.
Gezi parkı direnişlerinde ortadan kaybolan
Sarıgül bir taraf tan Melih Gökçek övgüleri ile AKP destekli CHP’nin önüne
tekrar sürülürken, diğer taraf tan “çevre ve ağaç” katliamı gerekçeli tırmanan
gezi parkı direnişinin direncini kırmaya dönük arayışlara girildi. Çok geçmeden
kısa sürede bulundu da. AKP kanadı da Talay’ın
da adının karıştığı çevre katliamı olarak ta anılan, sit alanı olması nedeniyle
de ayrı bir önem kazanan Acarlar’ın yapım izni ve Talay’ın iki oğlunun Acarlar
sitesinde nasıl villa sahibi oldukları olayını güncelleyerek CHP’yi hedef
almayı amaçlıyordu. Hemen haberler ve köşe yazıları devreye girdi.
Haberler, “İkiyüzlü Çevreciler, Dostlar Provokasyonda
Görsün Çevreciliği” gibi manşetlerle okuyuculara aktarılırken, iddialar ise şöyle sıralanıyordu.
“Gezi
Parkı’nda ağaçların sökülmesine karşı çıkan CHP’liler ve gazetelerin
yöneticilerinin ağaç katliamı yapılarak inşa edilen Acarkent ve Beykoz
Konakları’nda oturması dikkat çekiyor” başlığı ile yer verilen haberlerle
İstemihan Talay üzerinden CHP ilişkilendirilmeye çalışılıyordu. Beykoz’da Tepe
İnşaat tarafından inşa edilen sitedir. Beykoz Konakları’nda satılık konutların
fiyatları 600 bin dolar - 3 milyon 500 bin dolar arasında değişmektedir. Site,
Beykoz Ormanları’nı katlettiği gerekçesiyle her dönem tartışma konusu olmuştur.
CHP’ye katılan
Kültür eski Bakanı İstemihan Talay’ın çocukları Murat Ali Talay ve Emine Talay
Turan, Acarkent’te oturuyor.
Acarlar’a Onay Verdi, İki Oğlu Villa
Sahibi Oldu
CHP’li Kültür eski
Bakanı İstemihan Talay, Acarlar’ın “ikinci derece SİT alanı” olduğu için sadece
kamu yararına yapılaşmaya izin verilen Serdaroğlu Ormanı’nı konut inşaatı
yapabilmek için “üçüncü derece SİT alanı”na izin veren 20 Haziran 2002 tarihli
İstanbul 3 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun kararını
onaylamıştı. İstemihan Talay, söz konusu onayın ardından 8 Temmuz 2002
tarihinde bakanlıktan istifa etmiş ve istifasının hemen ardından oğulları Murat
Ali Talay ve Emine Talay Turan, Acarkent’te villa sahibi olmuştu.
Google de
arama motoruna “CHP’ye katılan Kültür eski Bakanı İstemihan Talay’ın çocukları
Murat Ali Talay ve Emine Talay Turan, Acarkent’te oturuyor” cümlesi ile
girildiğinde bu yönde bir çok kaynak bulmak mümkün.
“Beykoz’da Tepe İnşaat tarafından inşa edilen
sitedir. Beykoz Konakları’nda satılık konutların fiyatları 600 bin dolar - 3
milyon 500 bin dolar arasında değişmektedir. Site, Beykoz Ormanları’nı
katlettiği gerekçesiyle her dönem tartışma konusu olmuştur.”
İktidara yakın
yazılı yayın organları bir biri ardı sıra Acar ve Beykoz konaklarının yapım ve
izinlerine yönelik iddialar sıralanıyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder