Seçimden seçime
CHP’li olabileceğini hatırlayan seçmenlere de bunu hep bir spekülasyon ve iddia
ile hatırlatan Mustafa Sarıgül’ün Beykoz konaklarındaki komplosu Barış
Yarkadaş’ın çok aydınlatıcı önemli saptamalar içeren yazıları su yüzüne
çıkarttı. Yazılarla ortaya çıkan Sarıgül
ve ekibinin geçmişte DSP örneği taşıyan benzer hareketi kısa vade de seçim öncesi yükselişte olan CHP’de bir anlık duraklamaya
neden oldu.
Ancak; bazı gerçeklerin su yüzüne çıkması ve
bağlantılarının kamuoyuna aktarılması adına CHP’yi daha da güçlendirdi. AKP
tarafından sandık öncesi seçmene sunmaya hazırlanılan ve CHP’ye oy
kaybettirmesi düşünülen iddialara konu olan yara verecek bazı gerçeklerin bu
günden gün yüzüne çıkması bakımından ise çok önemli olduğunu görmek mümkün.
Sarıgül’le
CHP’de yeni bir formül oluşturulması için Kılıçdaroğlu’nun kuşatılması
amaçlandı. Bunun içinde Gürsel Tekin’i devre dışı bırakmak için kampanya
başlatıldı. Bu kampanya daha çok Mersin destekli ve Özcan’a yakın kaynaklarca
desteklendi. Kısa süre de de başarısızlıkla sonuçlandı. Gezi parkı
direnişlerinde ortadan kaybolan Sarıgül’e karşın, her an gece gündüz halkla birlikte olan Tekin’e giderek artan
halk desteği ile bu komplo da kısa sürede bozuldu.
Şişli’den dışarıya hiç çıkmayan, adını hareket
koysa da yıllardır kurumsallaşamayan ve sözde her geçen gün gücünü artıran oluşum
bir türlü partileşememiş ve Sarıgül’ü bir yere de taşıyamamıştı. Ama medyanın
pompalaması ile İstanbul bütünü için hedef biçilmiş ve Sarıgül İstanbul Büyükşehir
adaylığı için öncelikli isim olarak gösterilirken, Talay’a da ilçelerden Ataşehir
sözü verilmişti. Talay’ında kendisine siyasi gelecek ve zemin hazırlamada
elinde koz olarak kullanacağı Mersin’le hiçbir yakın ilişkisi yoktu aslında.
Özcan ile vardı. Hatta her iki isime yakın kaynaklar birisinin diğeri için
adaylıktan çekileceği yönünde kulis yapmaya başlamıştı bile. Bunu AKP çok iyi
biliyor ve gün sayıyordu. Nasılsa Gezi parkı direnişinde çevre ve ağaç katliamı
olarak Acarlar ve Beykoz konaklarını ile
direnci kırsa da, günü gelince
belgelendireceği iddiaları bir süreliğine beklemeye almıştı. AKP’de Talay ve Özcan için oynanacak onca çok
siyasi koz vardı ki. Bu kozlar beklemeye
alınarak kolay hamle ile AKP’nin kazanacağı kalelere Sarıgül’le birlikte Talay
ve Özcan yerleştirilmeli ve seçimin galibi yine AKP olmalıydı.
AKP’de yerel
seçime ilişkin bu planı izlemeliydi.
AKP’de kendi içinde bizim için
Mersin’de Macit Özcan kolay lokma , Özcan’ın aday olması gerekir denilirken, dışarı
da kulislerde de Özcan’ı destekleyen hamlelerle CHP Genel Merkezinin dikkatini
Özcan’ın üzerine çekmeye çalışılıyordu.Bu kampanya CHP içinden de destek buldu. Bu kampanyaya sarılan Macit Özcan’ın hukuki
açmazlarını çözen isim olarak bilinen bir milletvekili oldu. Bir eline AKP
diğer eline MHP sopasını alarak, Mersin için Özcan’sız bir seçim kaybı
korkusu Genel Merkeze pompalama
girişiminde bulunarak, Özcan’ı kurtarma
görevini üstlendi.
Bu görevi
yerine getirirken, bir taraftan Mersin’de partisine kayıp korkusu salarak,
teşkilatların coşkusunu kırıyor, diğer taraftan partisinin Mersin’de
kaybına Genel Merkezin izlediği
politikayı gerekçe gösteriyordu. Hukuki
açılardan tartışılan, belediye borçlandırılarak yapılan ancak mühürlenen
tartışmalı parkın açılışına Özcan’ı
tepkiden dolayı protesto edilmiş ve bu açılışa katılımıda etkilemişti. Oysa CHP
Genel Başkanı çoşkulu büyük kalabalık tarafından karşılanmış, araç konvoyu
kilometreleri bulmasına rağmen aynı kalabalığın açılışa katılmamasını aynı milletvekili
Özcan’ kurtarma girişiminden dolayı genel başkana yorumlamaktan geri kalmadı.
Hatta öyle acımasız bir kampanya ya dönüştürerek Özcan’a protestoyu, Genel Başkan’a yoruyor, Genel Başkana ilginin
azaldığı ve partide bir genel başkanlık sorunu yaşandığı propagandası
dillendirme noktasına bile taşındı.
Aynı
milletvekili daha da ileri giderek partinin kendisinin dışındaki Mersin
milletvekillerini de zan altında bırakan açıklamaları ile kendi savlarını haklı
çıkartmaya çalışıyordu. Kendisinin dışındaki milletvekillerinin kısa süre de
Ankara’da nasıl birer ev sahibi
olduklarını sorgulayarak,fısıltı gazetelerini hareketlendirmeyi
düşünüyordu. Amaç Özcan olmalı, Özcan için gerekirse genel merkez de, partide,
partililer de feda edilebilmeliydi.
Dışarda muhalefet içerde ise ince hesaplarla DSP den bu yana bu günde süren Talay ve Özcan ilişkisinin Perde Arkası
Diğer adaylarla
görüşen partililere, muhtarlara hatta
STK temsilcilerine bile baskı
uygulayan, bununla da yetinmeyip, bilboart ve reklam panolarını tekeline alan, zabıta zoruyla 15 yıldır yoksun bırakılan kent estetiği dayatması ile partisinin adaylarına bile yasak getiren, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan
ile İstemihan Talay’ın rekabet içersin de
yer aldığını düşünmek mümkün mü.
Talay’a imzalı referans olan, CHP rozetini takmak için Ankara yolculuğuna başkanlığındaki
belediyeye bağlı İmar İnşaat’tan maddi
ve insani olmak üzere lojistik destek sağlayan Özcan’ın emrindeki il başkanı ve
yöneticisi de Talay’ın Mersin’de kesintili de olsa propagandasını sürdürürken
burada rekabetten söz etmek mümkün mü?
Mümkün değil
tabî ki. Buradaki de göstermelik bir
rekabet. Ancak; altında Sarıgül’le gelecek planlanan, paylaşılan adaylıklar ve de rantlar barındıran
ince hesaplar. Barış Yarkadaş’ın yazıları
olmasa idi bu ince hesapları anlamak mümkün değildi. Oysa bunun işaretleri 20 gün önce Mersin’de
ortaya çıkmış ve Talay’ın ekibi sözde destekleyecek aday arayışına çıkmıştı
bile.
Gerekçe, Talay Mersin’i gözden çıkarttı, başka beklentileri var sözleri ile
dillendirilirken, Talay’a yakın
kaynaklar tarafından Talay’ın baştan
beri Mersin’i düşünmediği, Sarıgül’le
birlikte İstanbul hesapları yaptığı
söyleniyordu. Talay’a yakın
kaynaklar, Sarıgül’ün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığının açıklanması
ile kendisinin de Ataşehir’den adaylığının
garanti olduğunu söylemekten çekinmiyorlardı. Aynı kaynaklar, Mersin’in ise pazarlık unsuru olarak görüldüğünü
dillendirerek Özcan’a yakın çevrelerle karşı karşıya gelinmesini önlemeye
çalışırken, diğer taraftan ince
hesapları açığa vurmaktan kaçınmıyordu. Barış Yarkadaş’ın yazısı ile ortaya
çıkan Sarıgül’ün danışmanı tarafından yapılacak kamuoyu araştırmaları ile Aydın
Ayaydın dan garanti alan Talay’ın
Özcan’a adaylık garantisi sunması, kendini viskiye vuran Özcan’ı hareketlendirdi.
Özcan Talay’dan aldığı garanti ile 15
yıldır beklemede tuttuğu yolları asfaltlayarak, çalışan başkan imajı çizmek için kolları
sıvadı. 15 yıl yapılması gerekenleri yapmayarak, Tarsus’u bile başarılı bir belediye gösteren Özcan’a
aslında en çokta AKP taktir ve teşekkür borçlu olduğunu bir çok platformda
Özcan aday olursa seçimi alırız sözleri ile dillendirdi.
AKP’li
yöneticiler Sosyal demokratların kalesi olarak bilinen Mersin’de AKP’nin hızla
oyunu yükseltebilmesini başarısız
olduğunu ilan ettikleri belediye başkanı
Macit Özcan borçlu olduklarını söylemekten bile kaçınmadılar. Yapılmayan
hizmetleri örnek göstererek kent yaşayanlarına çok sıklıkla hatırlatarak
belediyecilik bizim işimiz vaadlerine bile konu ettiler.